Sevgi Karnınızdadır !
İnsan sevgiyi karnında hisseder.
Aynı, ilk el ele tutuşmada, ilk sevişmede olduğu gibi.
Önce inceden bir ürperti girer içinize;
Kalbinizin o taraflara...
Korkarsınız !
Alışık olunmayan duyguların yaşanıyor olma korkusudur bu.
Sonrasında, yavaşça aşağı doğru yayılmaya başlar bu ürperti;
Yerini tüyleri diken diken eden tatlı bir heyecana bırakarak...
Titrersiniz !
Farklı bir ten kokusuna uyum sağlamanın verdiği titreşimdir bu.
Kokunun tanınıp, heyecanın giderilmesinin ardından,
Ilık bir sıcaklık kaplar bütün karnınızı;
Yeni doğan bir güneş ferahlığında...
İşte o zaman hissedersiniz !
Güneşiniz batana kadar sürecek olan sınırlı sevgidir bu !
Aynı, ilk el ele tutuşmada, ilk sevişmede olduğu gibi.
Önce inceden bir ürperti girer içinize;
Kalbinizin o taraflara...
Korkarsınız !
Alışık olunmayan duyguların yaşanıyor olma korkusudur bu.
Sonrasında, yavaşça aşağı doğru yayılmaya başlar bu ürperti;
Yerini tüyleri diken diken eden tatlı bir heyecana bırakarak...
Titrersiniz !
Farklı bir ten kokusuna uyum sağlamanın verdiği titreşimdir bu.
Kokunun tanınıp, heyecanın giderilmesinin ardından,
Ilık bir sıcaklık kaplar bütün karnınızı;
Yeni doğan bir güneş ferahlığında...
İşte o zaman hissedersiniz !
Güneşiniz batana kadar sürecek olan sınırlı sevgidir bu !
Adı İstanbul...
Bir kent düşünün;
Ortasından yarılan,
Sağı solu belli olmayan...
Sağına Anadolu deyin;
Soluna Avrupa...
Adını da İstanbul koyun !
Ortasından yarılan,
Sağı solu belli olmayan...
Sağına Anadolu deyin;
Soluna Avrupa...
Adını da İstanbul koyun !
20. yy. İlk Yarısı Fotoğraf Sanatı...
Resim, heykel ve baskı gibi görsel sanatlarla birlikte fotoğraf sanatı da geçmişteki önemli yerini günümüzde de korumaktadır. Fotoğraf sanatı, 19. yy. ikinci yarısında resim sanatındaki eserlerin çoğalıp dünya çapında yaygınlaşması amacıyla ortaya çıkmıştır.
Zaman içerisinde fotoğrafçılığa iki türlü yaklaşım olmuştur. İlk yaklaşım, fotoğrafı bir pencere gibi düşünüp mevcut olanı olduğu gibi çekmek, ikinci yaklaşım da fotoğrafı bir aynaya benzeten ve ona düşünsel bir boyut ve öznel değerler katan yaklaşımdır. İlk yaklaşıma örnek olarak haber fotoğrafçılığı, ikinci yaklaşıma örnek olarak da nü fotoğraflar verilebilir. Fotoğrafı sanat haline getiren ikinci yaklaşımın öncülerinden biri olarak Edward Weston gösterilebilir.
Edward Weston 1910lu yıllarda, kariyerinin başlarında piktoryal tarzda soft focus objektifle çektiği fotoğraflarda bir çok ödül alır. Portre ve modern dans çalışmalarıyla uluslararası bir ün kazanan Weston’ın çalışmaları hakkında, American Photography, Photo Era ve Photo Miniature gibi ünlü dergilerde makaleler yer alır.
New York’a yerleşmesinin ardından Alfred Stieglitz, Paul Strand ve Charles Sheeler gibi isimlerle çalışır ve 1920lerin sonlarına doğru piktoryalizmi terkederek, daha yalın fotoğraflar çekmeye başlar. O zamandan sonra da sürekli kabuklar, bitkiler ve nü üzerine çalışmalar yapar. Weston’un fotoğrafları arasında nü fotoğraflar çok ses getirir ve Gugenheim ödülü kazanan ilk fotoğrafçı olur.
Diğer önemli işleri arasında da f/64 adlı fotoğraf topluluğu yer alır. Grubun isminin nedeni de fotoğrafçıların, maksimum alan derinliği ve görsel keskinlik sağlayan en küçük diyafram değeri f/64 kullanmalarıdır.
Zaman içerisinde fotoğrafçılığa iki türlü yaklaşım olmuştur. İlk yaklaşım, fotoğrafı bir pencere gibi düşünüp mevcut olanı olduğu gibi çekmek, ikinci yaklaşım da fotoğrafı bir aynaya benzeten ve ona düşünsel bir boyut ve öznel değerler katan yaklaşımdır. İlk yaklaşıma örnek olarak haber fotoğrafçılığı, ikinci yaklaşıma örnek olarak da nü fotoğraflar verilebilir. Fotoğrafı sanat haline getiren ikinci yaklaşımın öncülerinden biri olarak Edward Weston gösterilebilir.
New York’a yerleşmesinin ardından Alfred Stieglitz, Paul Strand ve Charles Sheeler gibi isimlerle çalışır ve 1920lerin sonlarına doğru piktoryalizmi terkederek, daha yalın fotoğraflar çekmeye başlar. O zamandan sonra da sürekli kabuklar, bitkiler ve nü üzerine çalışmalar yapar. Weston’un fotoğrafları arasında nü fotoğraflar çok ses getirir ve Gugenheim ödülü kazanan ilk fotoğrafçı olur.
Diğer önemli işleri arasında da f/64 adlı fotoğraf topluluğu yer alır. Grubun isminin nedeni de fotoğrafçıların, maksimum alan derinliği ve görsel keskinlik sağlayan en küçük diyafram değeri f/64 kullanmalarıdır.
Çağdaş Kubbe !
Dolmabahçe Cami Çok İşlevli Ek Kubbesi ; Gökkafes (Süzer Plaza)
Special thanks to Bedrettin Dalan and Mesut Yılmaz...
Special thanks to Bedrettin Dalan and Mesut Yılmaz...
Postkapital
Opal Çağdaş Sanat Mekanı'nda 21 Nisan - 27 Haziran arasında gerçekleşmiş olan 'Postkapital' adlı sergiden...
“Postkapital” adlı sergide, Katalan sanatçı Daniel Garcia Andujar’ın 1989 Berlin Duvarının yıkılışı ile 2001 İkiz kulelerinin yıkılışından bahsederek geçtiğimiz 20 yıl içerisinde dünyada meydana gelen siyasi, sosyal ve kültürel değişimleri anlatılmaktadır. Sanatçı bu değişimleri son 10 yılda internetten topladığı resim, fotoğraf, grafik gibi çeşitli görsellerle anlatmaktadır.
Sanatçı, Berlin duvarının yıkılışının ardından kan kaybetmeye başlayan sosyalizmin ardından, 11 Eylül saldırılarından sonra da kapitalizmin kan kaybetmeye başladığını düşünmekte, bu düşüncesi de paraya sahip olanın egemen konumda bulunduğu kapitalist sistemde, paranın merkezlerinden biri olan Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkılmasından gelebilmektedir. Sanatçının yine internetten üzerinden topladığı 11 Eylül ile ilgili videolarda da bu yıkımın nasıl gerçekleştirildiğine dair bilgiler verilmekte, bu olayın bir terörist saldırı mı yoksa planlanmış bir ABD oyunu mu olduğu konusunda da izleyicinin kafasında soru işaretleri yaratmaktadır.
Katalan sanatçı, arşivinde toparladığı, günlük hayatta karşılaştığımız ya da karşılaşabileceğimiz görseller arasında yaptığı karşılaştırmalarla da izleyiciyi farklı zaman, farklı yer ve farklı konular arasında bağlantılar kurmaya teşvik etmektedir. Bu bağlantıların kurulmasında da toplum içi sınıfsal ve ülkeler arası ekonomik farklar, silahlanma ve küreselleşme gibi konulardan yararlanmaktadır.
Sanatçı ayrıca, gelişen teknolojiyle beraber, hayatımıza kolayca giren medyanın sosyolojik analizini yaparak, tüketiciye ulaşmaya çalışan üretici firmaların hazırladığı reklam afişlerinin ve internetle gelen networkleşme kolaylığının etkilerinden de bahsetmektedir.
Kısacası, sergideki genel tutum, artistin kendi düşüncelerini olduğu gibi yansıtmayıp, çıkarımları izleyicinin kendisine bırakmasıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)